Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

tarif etmek

  • 1 tarif etmek

    Türkçe-rusça sözlük > tarif etmek

  • 2 tarif etmek

    v. describe, define, be descriptive of, represent

    Turkish-English dictionary > tarif etmek

  • 3 tarif etmek

    salix dan

    Türk-Kürt Sözlük > tarif etmek

  • 4 tarif etmek


    гъэгъозэн, гъогу гъэлъэгъон, егъэшIэн

    Малый турецко-адыгский словарь > tarif etmek

  • 5 tarif etmek

    to define, to describe

    İngilizce Sözlük Türkçe > tarif etmek

  • 6 yolu tarif etmek

    v. give the directions

    Turkish-English dictionary > yolu tarif etmek

  • 7 tarif

    tarif [ta:-] s
    1) ( tanım) Definition f
    \tarif etmek definieren
    2) Beschreibung f
    \tarif etmek beschreiben

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > tarif

  • 8 tarif

    tarif [tɑː-] Beschreibung f, Schilderung f; Bestimmung f;
    tarif etmek z.B. Weg beschreiben;
    tarife gelmez unbeschreiblich

    Türkçe-Almanca sözlük > tarif

  • 9 tarif

    в соч.
    ••

    Türkçe-rusça sözlük > tarif

  • 10 tarif

    1) объяснение, разъяснение, описание
    tarif etmek - а) разъяснять, б) описывать
    tarifke kelmegen (или kelmez) - неописуемый, не поддающийся описанию
    2) определение (какого-либо понятия, тремина)
    3) тариф

    Крымскотатарский-русский словарь (латинский) > tarif

  • 11 tarif

    а описа́ние; определе́ние; объясне́ние

    hedef tarifi — ориентиро́вка це́ли (указание)

    -ı tarif etmek — опи́сывать; определя́ть; объясня́ть

    Büyük Türk-Rus Sözlük > tarif

  • 12 tarif

    1. description. 2. definition. 3. recipe. - etmek /ı/ 1. to describe. 2. to define. -e uymak to match the description.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > tarif

  • 13 определить

    1) (установить) tayin etmek, tayinlemek, belgilemek, qararlaştırmaq
    определить расстояние - mesafeni belgilemek
    2) (назначить) tayin etmek, tayinlemek, yerleştirmek
    определить на работу - işke tayin etmek
    3) (раскрыть содержание) tarif etmek, tariflemek, iza bermek, añlatmaq
    определить значение слова - sözniñ manasını añlatmaq (tarif etmek)

    Русско-крымскотатарский словарь (латиница) > определить

  • 14 describe

    v. tanımlamak, tarif etmek, tasvir etmek, anlatmak; betimlemek; ifade etmek; çizmek
    * * *
    1. tanımla 2. tarif et
    * * *
    1) (to give an account of in words; to tell in words what something or someone is like: He described what had happened; Would you describe her as beautiful?) tanımlamak, anlatmak
    2) (to say that one is something: He describes himself as a salesman.) saymak, görmek

    English-Turkish dictionary > describe

  • 15 represent

    v. temsil etmek, temsilciliğini yapmak, vekâlet etmek, vekili olmak, tarif etmek, betimlemek, simgelemek, göstermek, sunmak, belirtmek, ifade etmek, canlandırmak, oynamak, sahneye koymak
    * * *
    temsil et
    * * *
    [reprə'zent] 1. verb
    1) (to speak or act on behalf of: You have been chosen to represent our association at the conference.) temsil etmek
    2) (to be a sign, symbol, picture etc of: In this play, the man in black represents Death and the young girl Life.) simgesi olmak, temsil etmek
    3) (to be a good example of; to show or illustrate: What he said represents the feelings of many people.) göstermek, temsil etmek
    - representative 2. noun
    1) ((also rep [rep]) a person who represents a business; a travelling salesman: Our representative will call on you this afternoon.) temsilci
    2) (a person who represents a person or group of people: A Member of Parliament is the representative of the people in his constituency.) temsilci; vekil

    English-Turkish dictionary > represent

  • 16 говорить

    1) (разговаривать) laf etmek, laqırdı etmek, qonuşmaq, söyleşmek
    говорить с учителем - ocanen laf etmek
    2) (сказать) aytmaq, demek, söylemek, tarif etmek
    говорить речь - nutuq söylemek (aytmaq)
    говорить правду - aqiqatnı aytmaq
    3) (перен. свидетельствовать) isbat etmek, köstermek, añlatmaq, ifade etmek, delâlet etmek
    одно это слово говорит о многом - tek bu bir söz çoq şeyni añlatır
    говорят тебе! - maña baq!, saña deyler!
    не говоря ни слова - iç bir şey aytmayıp, ağzını açmadan, bir söz demeyip
    нечего говорить - lafnıñ keregi yoq, lafı aram
    откровенно говоря - açıqtan (doğrusını) aytqanda, açıqça aytacaq olsaq, sözniñ doğrusı

    Русско-крымскотатарский словарь (латиница) > говорить

  • 17 описывать

    несов.; сов. - описа́ть
    1) betimlemek; tasvir etmek; tarif etmek

    э́того перо́м не опи́шешь — (bu) kaleme gelmez; yazı ile anlatılamaz

    опиши́те его́ приме́ты (о человеке)eşkalini tarif ediniz

    2) ( имущество) haczetmek

    описа́ть в во́здухе круг — havada bir daire çizmek

    Русско-турецкий словарь > описывать

  • 18 beschreiben

    beschreiben*
    irr vt
    1) ( schildern) betimlemek, tasvir etmek; ( erläutern) tarif etmek;
    nicht zu \beschreiben sein tarif edilemez olmak
    2) ( Papier) yazmak
    3) math ( Kreis) çizmek
    4) inform ( Diskette) kaydetmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > beschreiben

  • 19 tanımlamak

    1. حدد [حَدَّدَ]
    Anlamı: tanıtmak, tarif etmek
    2. عرف [عَرَّفَ]
    Anlamı: tanıtmak, tarif etmek

    Türkçe-Arapça Sözlük > tanımlamak

  • 20 direct

    adj. direkt, doğru, doğrudan doğruya; dolaysız; kestirme; açık; anlaşılır; dürüst; güneş çevresinde doğudan batıya dönen
    ————————
    v. yönetmek, idare etmek, yöneltmek, direktif vermek, komuta etmek, yönlendirmek; yol göstermek; adres yazmak (gönderiye); atfetmek; emretmek
    * * *
    1. doğrudan 2. yönet (v.) 3. doğrudan (adj.)
    * * *
    [di'rekt] 1. adjective
    1) (straight; following the quickest and shortest way: Is this the most direct route?) doğrudan, direkt
    2) ((of manner etc) straightforward and honest: a direct answer.) dürüst, içten
    3) (occurring as an immediate result: His dismissal was a direct result of his rudeness to the manager.) direkt, doğrudan
    4) (exact; complete: Her opinions are the direct opposite of his.) kesin, tam
    5) (in an unbroken line of descent from father to son etc: He is a direct descendant of Napoleon.) doğrudan
    2. verb
    1) (to point, aim or turn in a particular direction: He directed my attention towards the notice.) yöneltmek
    2) (to show the way to: She directed him to the station.) yolu/yeri tarif etmek
    3) (to order or instruct: We will do as you direct.) talimat vermek, emretmek
    4) (to control or organize: A policeman was directing the traffic; to direct a film.) yönetmek
    - directional
    - directive
    - directly
    - directness
    - director
    - directory

    English-Turkish dictionary > direct

См. также в других словарях:

  • tarif etmek — tanımlamak Bu toplantıdan nasıl bir gönül bulantısıyla çıktığımı tarif edemem. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tarif — is., Ar. taˁrīf 1) Tanım 2) Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme 3) Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama Birleşik Sözler tarifname harfitarif Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tarif etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tekerrür etmek — tekrarlanmak Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? M. A. Ersoy …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TAHDİD — Hudutlandırmak. Sınırlamak. Sınırı belli etmek. * Tarif etmek. * Bir şeyi kasdetmek. * Keskin etmek. Bilemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • yol göstermek — 1) kılavuzluk etmek, yolu bilmeyene anlatmak, tarif etmek Elinde güçlü bir çıra vardı, onu yüksekte tutarak yolculara yol gösteriyordu. N. Araz 2) ne yapılacağını, nasıl davranılacağını öğretmek Biz benzincinin istihkakını düşeriz, siz de benzini …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tanımlamak — i Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtmek ve açıklamak, tarif etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini toparlamak (veya toplamak) — 1) herhangi bir konuda eskiden kötü olan durumunu düzeltmek Bir zamanlar benim de onların arasında bulunduğumu söyleyecek gibi oluyor fakat hemen kendimi toparlıyordum. Ö. Seyfettin 2) bir konuda dikkatini yoğunlaştırmak Tanıdığı hastanelerden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TEMYİZ — Bir şeyi diğerinden seçip tarif etmek, ayırmak. Seçmek. İyiyi kötüden ayırmak. * Yargıtay. * Gr: Belirsiz olan kelime ve sayıları belirli hale koymak. Meselâ: İşrune dirhemen (yirmi dirhem) ve Retle zeyten (Bir retl zeytin yağı) tâbirlerinde… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • VASF — Sıfat. Bir kimsenin veya şeyin taşıdığı hâl. Bir kimsenin veya şeyin durumunu anlatarak tarif etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • VASFETMEK — Bir şeyin vasıflarını, hâlini, şeklini veya rengini tarif etmek, anlatmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • maktamak — (mahtamak) medh, sena etmek, târif, sitayiş etmek, öymek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»